logo

“Düşünce Enstitüleri ve Kriz Yönetimi”

Erkut Altındağ

Erkut Altındağ
erkutaltindag@gmail.com
“Düşünce Enstitüleri ve Kriz Yönetimi”

Düşünce enstitülerinde birçok konu tartışılır. Bunların başında sosyal politikalar, güvenlik politikaları, politik stratejiler, ekonomik, askeri, bilim ve teknoloji ile ilgili konular gelmektedir. Bazı düşünce enstitüleri devlet tarafından finanse edildiği gibi çeşitli gruplar veya holdingler tarafından maddi destek sağlanan merkezler de bulunmaktadır. Değişik ideolojik perspektifleri ortaya koyup çeşitli konular etrafında beyin fırtınası yapmak ve “bilgi” çıktısı elde etmeye çalışmak temel amaçtır. Örnek vermek gerekirse üyeler tarafından bir konu seçilir. Bu konu enstitünün kuruluş amacı olan konu da olabilir. Her biri kendi alanında uzman olan üyelerden çeşitli tekniklere göre fikir alınır. Bu teknikler arasında en çok kullanılanı Nominal Grup Tekniği’dir. Herkesten seçilen konuyla ilgili fikirlerini detaylı olarak bir kağıda yazması istenir. Verilen süre dolduktan sonra kağıtlar toplanır, sırayla fikirler diğerlerine okunur, tartışılır. Bu sistem sayesinde Beyin Fırtınası tekniğine oranla daha rasyonel sonuçlar alınabilir. Beyin fırtınasında herkes sırayla konuşur, bu nedenle toplantının sonlarına doğru söz hakkı alanlar açılış konuşmalarını yapanların fikirlerinden etkilenebilir ve düşüncelerini değiştirebilirler. Ama nominal grup tekniğinde fikirler bir kağıda yazılıp oradan okunduğu için bu dezavantaj giderilmiştir. Tek problem bu tekniğin daha çok zaman alacak şekilde tasarlanmış olmasıdır. Beyin fırtınasındaki akıcılık burada yoktur. Tüm bu düşünce ve üretim sürecinin sonunda ortaya çıkan parlak fikirler veya rapor teknikleri rapor olarak yetkililere sunulur. Beklenen çözüm önerilerinin gerçekleştirilmesi için adımların atılmasıdır.

Peki ülkemizde bahsettiğimiz bu kuruluşlardan faydalanılmıyor mu? Benzeri türdeki yapılanmalar mevcut değil mi? Elbette “think tank” adı da verilen düşünce merkezlerimiz var. Bunların birçoğu yeni kurulan ve henüz nihai çalışmalar yapmamış enstitüler. Çoğu ülkeye göre oldukça geri kaldığımız bir alan ama son on yıldaki yeni yapılanmaları gördüğümüzde yakın bir zaman diliminde uluslararası alanda adı duyulacak yeni düşünce merkezleri ortaya çıkabileceğini söylemek mümkün.

Türkiye son dönemde yine kritik günler yaşıyor, ulus olarak sıkıntılı günler geçiriyoruz. Bir yanda ülke bağımsızlığını tehdit edebilecek saldırılar gerçekleşiyor, diğer yanda küresel ekonomik kriz dalgası etkisini göstermeye başlıyor. Şu anda devam eden çok önemli davalar adalet sisteminin sürekli eleştirilmesi de kaos ortamını doğurabilecek olaylar. Bir de bunların üstüne gelir dağılımdaki adaletsizlik, işsizlik ve yolsuzluk da eklenince “kriz” kavramı olabilecek en karmaşık haliyle hayatımızdaki yerini alıyor. Her biri farklı bir konu başlığı gibi gözükse de hepsi birbiriyle yakından bağlantılı. Örneğin işsizlik ve ekonomide yaşanan sıkıntıların günlük hayata olan etkisi insanları suça teşvik edebiliyor. Siyasal gerilim arttıkça ülke içerisindeki farklı görüşler arasında uzlaşma anlayışı yerini kutuplaşmaya bırakıyor.

Düşünce enstitüleri aslında bunun için var; ülkede ve dünyada yaşanabilecek çeşitli olayları önceden görmek, önlem planları oluşturmak ve uygulamak. Bunun için gereken diğer bir unsur da mükemmele yakın bir yönetim anlayışı. “Etkin yönetim”, yönetim fonksiyonuna ihtiyaç duyulduğunu hissettiğiniz an bitmiş demektir. Eğer mevcut bir sorunun düzeltilmesi için yönetim anlayışındaki hataları irdelemeye başlamışsanız bulunduğunuz yerdeki yönetim anlayışı başarılı değildir. Eğer bu sistemdeki yönetici sizseniz, siz başarılı değilsinizdir! Ülkemiz açısından düşündüğümüzde temel problemimizin de bu olduğunu görüyoruz. Gerek ulus şirketlerinde, gerek de devlet yönetiminde hatayı üstlenip kabullenecek ve sorumluluğu alacak kişiler ortaya çıkmıyor. Eğer yönetim kademesi içerisinde gerçek bir lider iseniz, gerçek bir liderin sahip olduğu niteliklere uygun hareket etmeniz gerekir.

Alışık olduğumuz yönetici modeline baktığımızda yapı itibariyle problem çözmek yerine yeni sorunlara yol açan bir davranış biçimi görürüz. Bu tip yöneticiler işler iyi gittiğinde aynaya bakarlar ve kendilerini başarının merkezine koyarlar. İşler kötüye gittiğinde ise ofis penceresinden dışarı bakar ve bu durumdan dolayı diğer insanları suçlarlar. Yeni nesil liderler ise gerektiğinde sorumluluk alabilen kişilerdir. Sorumluluk aldığımız kararların sonuçlarına katlanabilme yeteneğidir. Örneğin yeni nesil liderler işler yolunda gittiğinde ve başarı kazanıldığında bunu paylaşmak için diğer çalışanları ararlar ve kazanılan başarıyı onlara yüklerler. İşler yolunda gitmediği zaman ise aynaya bakarlar ve suçu öncelikle kendilerinde ararlar. İşte bizim ülkemiz de bahsettiğimiz özelliklere sahip yeni nesil liderler ürettiği zaman dünya çapında söz sahibi olacak ve hak ettiği refah seviyesine ulaşacaktır. Bunun gerçekleşmesi için kat etmemiz gereken çok yol var. Bunun için de “mazeret” karmaşasına girmeden gerektiğinde sorumluluk alıp cesaretimizi ortaya koymamız gerekiyor. Bunu da çok geç olmadan yaparsak iyi olacak…

Etiketler: » » »
1175 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+3 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Sosyal Medyada Dunning-Kruger Etkisi

    01 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Sosyal medya, günümüzde bireylerin düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini paylaşmaları için popüler bir platform haline geldi. Fakat bazen sosyal medya üzerindeki tartışmalar ve bilgi paylaşımları Dunning-Kruger etkisi ile açıklanabiliyor. Sosyal psikologlar David Dunning ve Justin Kruger’ın ortaya çıkardığı bu önyargı ile kişiler bir hayalî üstünlüğün bilişsel önyargısı ile ilişkilendiriyorlar. İnsanların yetersiz olduğu durumları fark edememesi hali olarak da açıklanabilir. Bu durumda olan insanların yeterlilik düzeylerini nesnel olarak de...
  • DJI Air 3: İki Ana Kamera İle Geldi

    01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları

    Yeni DJI Air 3, çığır açan ikili ana kamera sistemiyle dikkat çeken bir drone. DJI Air 3, 46 dakikaya varan uzun pil ömrü ile de öne çıkıyor. Gelişmiş pil teknolojisi sayesinde tek bir şarjla uzun süreli uçuşlar mümkün olurken, pilin hızlı bir şekilde şarj olabilmesi de özel bir ayrıntı. Bu gelişmeler sayesinde DJI Air 3'ü uzun uçuşlar yapmak isteyenler için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca Air 3, her yöndeki engelleri hem algılıyor hem de bunlardan kaçabiliyor. Kullanılan çift kamera, daha uzun uçuş süreleri ve gelişmiş güvenlik gibi...
  • YouTube’da Herkese Açık Kullanıcı Adı Nedir?

    01 Ekim 2022 Köşe Yazıları

    YouTube’un herkese açık kullanıcı adı, kullanıcıların sizi bulmasına ve sizinle bağlantı kurmasına yardımcı olan yeni bir özellik olarak dikkat çekiyor. Kanal adından farklı olarak, herkese açık kullanıcı adı her içerik üretici için benzersiz olacak. Böylece YouTube'da kişiye özgü kimliğinizi daha kolay oluşturursunuz. Kullanıcı Adları ve Kanal URL'leri Herkese Açık Olacak Herkese açık durumda olan kullanıcı adınız kanal URL'lerinde görünecek. Kişiselleştirilmiş olan URL, herkese açık kullanıcı adı için genel olarak belirleyici olacak. Herk...
  • Dışarıda Halka Açık Wi-Fi Kullanıyor musunuz?

    01 Mayıs 2022 Köşe Yazıları

    Evinizin dışında kendi mobil ağınızdan bağımsız halka açık Wi-Fi kullanıyorsanız risk altında olabilirsiniz. Burada en büyük risk veri hırsızlığına maruz kalmanızdır. Hele bir de bu WiFi ağı üzerinde oturum açtıysanız kullanacağınız verinin cinsine göre bu verilerin ve hesabınızın ele geçirilmesi an meselesidir. Halka Açık Wi-Fi Kullanırken Çok Dikkat Siber korsanlar kullandığınız internet servisinin özelliğine göre sizin oturum açarken kullandığınız şifrelere ulaşabilecekleri gibi banka bilgileriniz, özel belgeleriniz ve yaptığınız e-posta...