logo

“İzmir’in Kızları ve İletişim Firmaları”

Aykut Altındağ

Aykut Altındağ
aykut@maxihaber.net
“İzmir’in Kızları ve İletişim Firmaları”

Sezen Aksu’nun son albümünü dinlediyseniz “İzmir’in Kızları” isimli parça mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Bu parçasında İzmir’in kızlarını öylesine güzel anlatıyor ki; İzmirli kızların bu şarkıyı dinlerken etkilenmemeleri mümkün değil. Şarkı bile olsa bir şehre ait olup dişiliklerinin ön plana çıkması tüm İzmirli kızların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamıştır diye düşünüyorum. Sezen Aksu şarkılarıyla toplumun her kesimiyle ne de güzel iletişim kuruyor değil mi?

Konu iletişimden açılmışken İletişim Firmaları’ndan söz etmeden duramayacağım. Adı üzerinde “İletişim Firmaları”. Fakat ne yazık ki; kimileri iyi bir iletişim kurması gereken gazetecilerle ve daha da kötüsü kendi içlerinde bile iletişim kurmakta zorlanıyorlar. Sakın yanlış bir anlaşılma olmasın, burada sap ile samanı çok iyi ayırmak gerektiğini düşünüyorum. İşini çok iyi yapan ve oldukça profesyonel organize olan iletişim firmaları var. Biraz sonra isim vererek değineceğim ama bu işi o kadar acemice yapanlar da var ki ben onları “İletişimsizlik Firmaları” olarak isimlendiriyorum.

Aşağıda yaşadığım birkaç örneği paylaşacağım. Bu arada yazıyı şu ana kadar sabırla okuyanlar “sen kim oluyorsun da İletişim Firmaları hakkında ahkâm kesiyorsun” diye talihsiz bir soruyu kendilerine sorabilirler. 15 yıl kadar bilişim sektöründe Halkla İlişkiler üzerine yöneticilik yapmış, 250’ye yakın reklam kampanyasına imza atmış, 100’ün üzerindeki ticari kuruma 140’ın üzerinde profesyonel web sitesi projesi hazırlamış, 4 ayrı yayında 15 yıldır 300’e yakın köşe yazısı yazan ama en önemlisi sadece son 4.5 yılda tam 2000 basın toplantısı, lansman, konferans, açılış ve basın gezisine katılmış birisi olarak müsaade edin de biraz ahkâm keseyim.

ELEŞTİRİ KONU BAŞLIKLARI

Bilgisizlik: Basın davetinin ardından LCV vererek bir basın toplantısına katıldım. Kapıda beni karşılayan iletişim firmasında görevli bir kız soruyor:

– “LCV’niz var mı?”
– “Evet dün falancaya bildirdim”.
– “Efendim adınız görünmüyor…” Nereye not ettilerse…
– “Gazeteci misiniz?” Hayır, Galler Prensi’yim geçiyordum uğradım.
– “Yayın adı alabilir miyim?”
– “Maxi Haber”
– “Hiç duymadım yeni misiniz?” Ben de sizi daha önce hiç görmedim ama yeni mi doğdunuz demiyorum.
– “Çok yeniyiz 4.5 yıl oldu” Bari davet gönderdiğiniz yayınlara bunu sormayın!

Veya başka bir örnek.

Yıllar önce bir basın toplantısı öncesi yanıma sohbete gelen bir İletişim Firması görevlisi:

– “Geçen gün Bilgisayar Gazetesi’nde yazınızı gördüm. Yeni mi başladınız hayırlı olsun”.
– “Evet, yeni başladım sayılır. 120. makalem, tam 10 yıl oldu”. Bu kadar mı bilgisizlik olur pes!

Yayın Formatına Uymayan Basın Bülteni Gönderimi: Son yaşadığım olay bunun en güzel örneği. Bir iletişim firması sürekli bir dondurma markasının basın bültenlerini yayınımızın haber merkezine gönderiyor. Fakat yayınımızda yiyecek sektörünün kurumsal haberlerine yer verilmediği gibi teknolojik yenilikler getiren ürünler dışında ürün haberlerine de yer verilmiyor. Sadece birkaç dakikasını ayırıp inceleseler görecekler. Ama çok meşguller ya! Zamanları yok… Haydi bu olabilir, listede kayıtlı kalmışız ve liste güncel değil diye düşünebiliriz. Peki ya aynı İletişim Firması’nın Bilişim Sektöründen bir internet servis sağlayıcısıyla ilgili basın davetini ve basın bültenini asıl formatına birebir uyan yayınımıza göndermemesini nasıl açıklayabiliriz? Kendi içlerinde iletişim sıfır!

Basın Daveti Göndermeyip Ardından Basın Bülteni Göndermek: Bu iletişim hatası bence en önemlisi. Bir basın toplantısı veya yemeği düzenleniyor. Fakat sizin yayınınıza basın daveti ulaşmıyor. Arkasından bir bakıyorsunuz etkinlik sonrası basın bülteni hiç aksamadan geliyor. Bir yayını basın davetinize çağırmaya uygun bulmuyorsanız lütfen o yayına düzenlediğiniz ve çağırmadığınız bu etkinlikle ilgili basın bültenini de göndermeyin. Çünkü “komik” oluyorsunuz…

Bu konuya dikkat eden İletişim Firmalarını tebrik ediyorum. Elbette şu veya bu sebepten müşterisi istememiş olabilir, yer kısıtlı olabilir veya başka bir sebep… Hiç önemli değil. Biz çağrılmadığımız zaman inanın çok fazla önemsemiyoruz. Ama hem çağrılmayıp arkasından basın bülteni gönderdiğinizde de büyük bir iletişim hatası yaptığınızı düşünüyoruz. Bu konuda Mese İletişim herkes için iyi bir örnek olabilir. Çağırmadığı hiçbir basın gezisi, basın toplantısı ve basın yemeğinin ardından o etkinliğe ait basın bültenini göndermiyor. İşte bir iletişim firmasının gazeteciye duyduğu saygının en güzel örneği. Her gazetecinin her etkinliğe katılması zaten imkansız ama biraz saygıyı da hak ediyoruz sanırım.

İlgisizlik: Geçen akşam Suada’da bir lansmandayım. Havuz başında keyifli bir ortam. Girişte beni tanıyan iletişim firmasından ve organizasyonu düzenleyen bir firmadan sadece birer kişi sadece “hoşgeldiniz” dediler ve 2.5 saat boyunca havuz başında tek başıma oturdum. Ev sahibi iletişim firması ve etkinliği düzenleyen firmadan hiç kimse gelip ne ilgilendi, ne tanıştı, ne de yanıma 1-2 dakika gelerek sohbet etti. Biz gazeteciler sizin misafirleriniz olarak orada bulunuyoruz. Bizi çağırıyorsunuz, biz de gece gündüz demeden, yağmurdu kardı demeden gelip sizin etkinliklerinize konuk oluyoruz. Evinize gelen misafirlerinize böyle mi davranıyorsunuz? Eğer ilgilenmeyecekseniz, çağırmanıza da gerek yok. Gönderin bülteni gitsin…

15 yıl boyunca hep basın bülteni hazırlayıp gönderen taraftaydım. O dönemde bir Allah’ın kulu geri dönüş yapıp da “haberiniz yayına girdi” deme zahmetinde bulunmadı. Bunun ne kadar önemli olduğunu bildiğimizden ben ve arkadaşlarım hiç kimsenin yapmadığı bir çalışma yapıyoruz. Yayına başladığımız 23 Nisan 2004 yılından bugüne genel geçer bir prensip kuralı olarak haberi yayınlanan iletişim firmasını hatta habere konu olan firmayı e-mail yoluyla bilgilendiriyoruz. Yani birileri size zamanlarını ayırıp bir bilgilendirme maili gönderiyor. Nezaketen bir “teşekkür ederim” mesajı gönderme inceliğinde bulunanlar elbette var. Ama inanın 4.5 yıldır bir kere bile “teşekkür ederim” mesajı göndermeyen bazı ilgisiz (kaba demiyorum) arkadaşlarımızın olduğunu bilmek üstelik bunların “İletişim” firmalarında çalışmaları inanın bizleri üzüyor.

İlgi gösterme konusunda özellikle bazı iletişim firmalarına özel teşekkürlerimi sunmak zorundayım. Bunlar: (Alfabetik sırayla) Ayna Basın İletişim, Bersay Halkla İlişkiler (sadece Avea ve Türk Telekom bölümleri ile ilgilenen arkadaşları kastederek), Capitol Halkla İlişkiler, Contact Plus, Grey, Lobby Uluslararası Halkla İlişkiler, Marjinal Reklam ve Tanıtım, Mese İletişim, Praktif İletişim, Tribeca İletişim, Ünite İletişim ve Zarakol İletişim. Elbette diğer iletişim firmalarındaki birçok dostumuzu da unutmuyoruz.

Buradan çok özel bir teşekkür de Turkcell Kurumsal İletişim’e. Katıldığımız tüm etkinliklerde göstermiş oldukları ilgi, özen, insana saygı ve güleryüzleriyle Türkiye’de oldukları gibi gönül iletişiminde de zirveyi kimseye bırakmadılar.

Bu ay son söz olarak söylemek istediğim şu: Bizlerin hafızaları çok güçlüdür. Kulağımız da kesik… Her şeyi görür, duyar ve hissederiz. Unutmadığımız tek bir şey vardır “bize gerçekten ilgi ve saygı gösterenler…”

Aykut Altındağ Kimdir?
www.maxionline.net/aykut/aykutaltindag1.htm

Etiketler: » »
2286 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+8 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Sosyal Medyada Dunning-Kruger Etkisi

    01 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Sosyal medya, günümüzde bireylerin düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini paylaşmaları için popüler bir platform haline geldi. Fakat bazen sosyal medya üzerindeki tartışmalar ve bilgi paylaşımları Dunning-Kruger etkisi ile açıklanabiliyor. Sosyal psikologlar David Dunning ve Justin Kruger’ın ortaya çıkardığı bu önyargı ile kişiler bir hayalî üstünlüğün bilişsel önyargısı ile ilişkilendiriyorlar. İnsanların yetersiz olduğu durumları fark edememesi hali olarak da açıklanabilir. Bu durumda olan insanların yeterlilik düzeylerini nesnel olarak de...
  • DJI Air 3: İki Ana Kamera İle Geldi

    01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları

    Yeni DJI Air 3, çığır açan ikili ana kamera sistemiyle dikkat çeken bir drone. DJI Air 3, 46 dakikaya varan uzun pil ömrü ile de öne çıkıyor. Gelişmiş pil teknolojisi sayesinde tek bir şarjla uzun süreli uçuşlar mümkün olurken, pilin hızlı bir şekilde şarj olabilmesi de özel bir ayrıntı. Bu gelişmeler sayesinde DJI Air 3'ü uzun uçuşlar yapmak isteyenler için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca Air 3, her yöndeki engelleri hem algılıyor hem de bunlardan kaçabiliyor. Kullanılan çift kamera, daha uzun uçuş süreleri ve gelişmiş güvenlik gibi...
  • YouTube’da Herkese Açık Kullanıcı Adı Nedir?

    01 Ekim 2022 Köşe Yazıları

    YouTube’un herkese açık kullanıcı adı, kullanıcıların sizi bulmasına ve sizinle bağlantı kurmasına yardımcı olan yeni bir özellik olarak dikkat çekiyor. Kanal adından farklı olarak, herkese açık kullanıcı adı her içerik üretici için benzersiz olacak. Böylece YouTube'da kişiye özgü kimliğinizi daha kolay oluşturursunuz. Kullanıcı Adları ve Kanal URL'leri Herkese Açık Olacak Herkese açık durumda olan kullanıcı adınız kanal URL'lerinde görünecek. Kişiselleştirilmiş olan URL, herkese açık kullanıcı adı için genel olarak belirleyici olacak. Herk...
  • Dışarıda Halka Açık Wi-Fi Kullanıyor musunuz?

    01 Mayıs 2022 Köşe Yazıları

    Evinizin dışında kendi mobil ağınızdan bağımsız halka açık Wi-Fi kullanıyorsanız risk altında olabilirsiniz. Burada en büyük risk veri hırsızlığına maruz kalmanızdır. Hele bir de bu WiFi ağı üzerinde oturum açtıysanız kullanacağınız verinin cinsine göre bu verilerin ve hesabınızın ele geçirilmesi an meselesidir. Halka Açık Wi-Fi Kullanırken Çok Dikkat Siber korsanlar kullandığınız internet servisinin özelliğine göre sizin oturum açarken kullandığınız şifrelere ulaşabilecekleri gibi banka bilgileriniz, özel belgeleriniz ve yaptığınız e-posta...