logo

Tüketim Toplumu

Erkut Altındağ

Erkut Altındağ
erkutaltindag@gmail.com
Tüketim Toplumu

Dünya üzerinde yer alan tüm doğal kaynakların, toplam nüfusa paylaştırılması için üretim ve tüketim arasında ciddi bir denge kurmak gerekiyor. Son günlerde ticaret savaşlarının ön planda olduğu bir gündem ile karşı karşıyayız. Kırılgan ekonomimiz dış basından gelen olumsuz haberler ile zarar görebiliyor. Böyle bir durumda her gelişmeyi büyük bir fırsata dönüştürmeli ve katma değer oluşturacak her türlü yeni özel girişimi destekleyecek bir iklim oluşturmalıyız. Örneğin Volkswagen firması Türkiye’de yatırım yapma kararı alırsa, bunu önemli bir kaldıraç etkisi olarak kullanabiliriz. Bazı konulardaki dengesizlikleri artık ortadan kaldırıp, güvenilir ve piyasası işleyen bir ülke olduğumuzu tüm dünyaya hatırlatmamız gerekiyor. Kötü bir döngü içerisinde girdik ve bir süredir bu döngüyü kırıp çıkamıyoruz. Özellikle Çin ve Rusya üzerinden yeni pazarlar için girişimlerde bulunmamız ve yeni dünya düzenini baz alacak bir ekonomik planlama yapmamız şart. Farklı nitelik ve davranış kalıplarındaki liderlerin yönetmek istediği küresel ekonomi için mevcut paradigma içerisinde hareket edersek oyunu kaybederiz.

Küresel Dengeler Değişiyor…

Amerika ve İngiltere’deki farklı ve diplomatik usullerin dışına çıkan uygulamalar, Çin’in büyüme planları içerisinde kendi eylem planlarını harekete geçirmesi, Kuzey Kore’nin potansiyel bir tehdit olarak varlığını devam ettirme çabaları gibi sebepler sonucunda geçmişte kullanmaya alıştığımız eski çözümler, yeni nesil problemlerin çözümüne yardımcı olmayacaktır. Özellikle Türkiye’ye sıcak para akışının hızlanması ve bunun yatırıma dönüşmesi için gerekli tüm kanallar hazır hale getirilmeli, buna uygun bir siyasi, hukuki ve ekonomik ortam sağlanmalıdır. Daha hızlı ve güvenilir bir adalet sistemi, türbülansa girmeyen bir siyasi yapı ve yatırımcıyı vergilere boğmayan, bürokratik hantallıktan uzak tutacak bir finansal çerçeve oluşturulmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Almanya bu anlamda ideal örnek olarak kıyaslama noktası olarak kullanılabilir.

Alman Ekonomisi Nasıl Güçlendi?

Yıkıcı bir dünya savaşının ardından, inanılmaz bir yükseliş ile dünyayı domine eden güçlü bir ekonomiye dönüşmek, oldukça disiplinli ve sabırlı birçok yapısal reformun arkasında durmakla gerçekleşebilir. Almanya’nın sofistike mühendislik teknikleri konusunda ne kadar ileride olduğunu biliyoruz. Araç yapımı, elektrik endüstrisi, mühendislik ve kimya endüstrisi gibi alanlarda G7 ülkelerindeki en yüksek hacimli üretimi gerçekleştiren Almanya, küçük ve orta ölçekli işletmelerinin başarısı ile ekonomik kalkınma gerçekleştiriyor. Sadece Alman menşeli dünya markaları değil, daha küçük ölçekli şirketler açısından da örnek alabileceğimiz bir ülke. Ayrıca Münih, Hamburg ve Stuttgart gibi ticaret odaklı birçok şehri tüm bölgesel faaliyetlerine dahil etmiş durumda. Ülkemizde İstanbul ve Marmara Bölgesi odaklı büyüyen sanayi yapısı ülke geneline yayılmadığı için sosyo-ekonomik sorunları da beraberinde getiriyor. Bunların en önemlisi iç göç. Ancak yapılan yatırımlar tüm şehirlerle dengeli bir şekilde yürütülürse çok daha başarılı oluyor. Ayrıca Dünya üzerinde tam istihdama en yakın ülke Almanya olarak gösteriliyor. 2019 verilerine göre yüzde 3.1 işsizlik oranı, birçok ülke için ütopik bir rakam. Türkiye’de mevcut durumda%13.8 olan işsizlik sorununun çözümü için Almanya’nın neleri doğru yaptığına çok iyi bakmak lazım.

Çıkış Nerede?

Ülke ekonomileri kötüye gitse de, dükkanı kapatıp gitmek gibi bir seçenek olmadığı için bir şekilde tekrar ayağa kalmak zorundalar. Bu süreç içerisinde ülkenin ve doğal olarak vatandaşlarının alım güçlerinin zayıflaması ve fakirleşmesi ise kaçınılmaz bir sonuç. Her büyük ekonomik kriz refah düzeyini aşağıya çeker. İçerisinde bulunduğumuz koşullarda krizin birçok belirtisini görmek mümkün. Bununla birlikte, içerisinde bulunduğumuz coğrafyada alınan her siyasi kararın mutlaka yansımaları olduğunu da biliyoruz. Basit bir örnekle, 3 milyonun üzerinde Suriyeli mültecinin ülkemizde yaşıyor olmasının getirdiği maliyet inkar edilemez. Ancak, tüm Avrupa ülkelerinin bakıp görmek istemedikleri bu insanlık dramında en büyük sorumluluğu Türkiye aldı. Savaştan ve ölümden kaçan insanlara sınırlarını kapayıp, görmezden geldiler. Bu durum hala değişmedi. Bu kadar yüksek sayıda mültecinin getirdiği sorunları sabaha kadar tartışabiliriz, ancak bazı zamanlarda vicdan muhasebesi de en az finansal hesaplamalar kadar önemlidir.

Avrupa’nın söz verdiği destek fonunu bile minik bloklar halinde ödemeye çalışıyor, olası yeni göç dalgaları için çok katı mülteci yasaları çıkartıyorlar. Bu anlamda ülkemizin aldığı sorumluluk Batı tarafından takdir edilmeli ve desteklenmelidir. Böyle bir şey olmadığına göre dost ve düşman kavramlarını çok iyi gözden geçirmek gerekebilir. Sonuç olarak, güçlü bir şekilde ayakta durmalıyız. Sürekli tüketime odaklı bir toplum olmak yerine, ülkemiz için çalışan ve üreten bireyleri yetiştiren bir yapıya doğru evrilmeliyiz. Eğitim, adalet ve ekonomi alanlarında gerekirse devrimsel adımlar atmak gerekecektir. Sahip olduğumuz potansiyele inanmaya başlamak için tam zamanı…

Etiketler:
40192 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+5 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Sosyal Medyada Dunning-Kruger Etkisi

    01 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Sosyal medya, günümüzde bireylerin düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini paylaşmaları için popüler bir platform haline geldi. Fakat bazen sosyal medya üzerindeki tartışmalar ve bilgi paylaşımları Dunning-Kruger etkisi ile açıklanabiliyor. Sosyal psikologlar David Dunning ve Justin Kruger’ın ortaya çıkardığı bu önyargı ile kişiler bir hayalî üstünlüğün bilişsel önyargısı ile ilişkilendiriyorlar. İnsanların yetersiz olduğu durumları fark edememesi hali olarak da açıklanabilir. Bu durumda olan insanların yeterlilik düzeylerini nesnel olarak de...
  • DJI Air 3: İki Ana Kamera İle Geldi

    01 Ağustos 2023 Köşe Yazıları

    Yeni DJI Air 3, çığır açan ikili ana kamera sistemiyle dikkat çeken bir drone. DJI Air 3, 46 dakikaya varan uzun pil ömrü ile de öne çıkıyor. Gelişmiş pil teknolojisi sayesinde tek bir şarjla uzun süreli uçuşlar mümkün olurken, pilin hızlı bir şekilde şarj olabilmesi de özel bir ayrıntı. Bu gelişmeler sayesinde DJI Air 3'ü uzun uçuşlar yapmak isteyenler için ideal bir seçenek haline getiriyor. Ayrıca Air 3, her yöndeki engelleri hem algılıyor hem de bunlardan kaçabiliyor. Kullanılan çift kamera, daha uzun uçuş süreleri ve gelişmiş güvenlik gibi...
  • YouTube’da Herkese Açık Kullanıcı Adı Nedir?

    01 Ekim 2022 Köşe Yazıları

    YouTube’un herkese açık kullanıcı adı, kullanıcıların sizi bulmasına ve sizinle bağlantı kurmasına yardımcı olan yeni bir özellik olarak dikkat çekiyor. Kanal adından farklı olarak, herkese açık kullanıcı adı her içerik üretici için benzersiz olacak. Böylece YouTube'da kişiye özgü kimliğinizi daha kolay oluşturursunuz. Kullanıcı Adları ve Kanal URL'leri Herkese Açık Olacak Herkese açık durumda olan kullanıcı adınız kanal URL'lerinde görünecek. Kişiselleştirilmiş olan URL, herkese açık kullanıcı adı için genel olarak belirleyici olacak. Herk...
  • Dışarıda Halka Açık Wi-Fi Kullanıyor musunuz?

    01 Mayıs 2022 Köşe Yazıları

    Evinizin dışında kendi mobil ağınızdan bağımsız halka açık Wi-Fi kullanıyorsanız risk altında olabilirsiniz. Burada en büyük risk veri hırsızlığına maruz kalmanızdır. Hele bir de bu WiFi ağı üzerinde oturum açtıysanız kullanacağınız verinin cinsine göre bu verilerin ve hesabınızın ele geçirilmesi an meselesidir. Halka Açık Wi-Fi Kullanırken Çok Dikkat Siber korsanlar kullandığınız internet servisinin özelliğine göre sizin oturum açarken kullandığınız şifrelere ulaşabilecekleri gibi banka bilgileriniz, özel belgeleriniz ve yaptığınız e-posta...